Türk sporunun en büyük açmazı; spor amaç mıdır, araç mıdır? sorusunun içinde gizlidir.
Bu konuyla ilgili genelde ve özelde yaptığım okumalar, şahitlikler ve yaşanmışlıklarımın sonucunda oluşan cevap da, istisnaları olmakla birlikte kesinlikle araçtır.
Türk spor dünyası genellikle siyasilerin elinde; maymuncuk işlevi gören bir aparat olmakla birlikte, paranın; evrildiği, çevrildiği, temizlendiği ve eritildiği de bir alandır.
Benimki de laf ola beri gele.. Bu konuyla ilgili sayısız; hikaye, makale, kitap ve köşe yazısı ülkenin spor literatüründe yerini aldı.
Durumun ispatı da; Elit liglerden başlayan ve amatör sporun en alt ligine kadar uzanan, hemen hemen tüm spor branşlarında yaşanan batık kulüp vakaları ve geriye kalan enkazlarıdır.
Bodrumlular olarak, bu konunun son örneklerinden birinin de Bodrum Belediyesi Bodrumspor bünyesinde yaşanmasını, yakından izleyerek deneyimledik.
Mehmet Kocadon’un Muğla Büyükşehir Başkanı olma hevesi ve siyasi çıkarları doğrultusunda araç olarak kullandığı, oyundan çıkarken de selasını verdiği BB Bodrumspor’un ekonomik ölümü daha dün gibi.. Unutulmadı!
Kocadon dönemi sonrası Bodrum Belediye Başkanı seçilen Ahmet Aras’ın Adliye Camiisi karşısında bulunan Bodrum Belediyesi Meydanı’nda şirketleşme çağrısı yaparak helallik istediği günlerde hala aklımızda..
Gerçi Başkan Aras’a çok da haksızlık etmeyelim. BB Bodrumspor’u yoğun bakımda hayatta tutmaya çalışırken, hastanın sahibi Kocadonius ailesi faturayı ödemeden hastaneyi arka kapıdan terk edip, Ortaipolis‘e varmıştı bile..
Sonrası malum.. Nasıl bilirdiniz? İyi bilirdik.. Gömün gitsin.. Pardon satın gitsin..
Neyse konumuz bu değildi. Nereden geldi aklıma bilemedim. Acı veren günlerdi..
Yazar kafası işte.. Bazen niyetlendiğin konuyu yazarken önceki yaşanmışlıklar depreşiyor.
Bu yazının konusu Yalıkavakspor‘du diyerek, içeriğe dönelim..
***
Yukarıda sorduğum sorunun spor amaçtır cevabının nadir örneklerinden birisi olan önemli bir spor insanından, Yalıkavakspor özelinde bahsetmek istiyorum.
Evet, aklınıza ilk gelen o isimden, Mehmet Esen‘den bahsedeceğiz. Yani Sezar’ın hakkını Sezar’a teslim edeceğiz.
Hayatımda hemen ikna olduğum nadir insanlardandır Mehmet Esen.. Birçok iyiliği bünyesinde bir arada barındıran nadir insanlardan..
İyi bir aile babası, güvenilir bir esnaf, mütevazi ve hümanist bir insan olmakla birlikte, çok başarılı bir kulüp başkanı..
Sayın Esen’in Yalıkavakspor’da; son 10 yılı başkan olmak üzere yaptığı 16 yıllık yöneticilik hayatı sadece Bodrum hentboluna değil, Türk hentboluna önemli katkılar koydu.
Bu başarı hikayesi; Sevindik Medya‘nın bünyesinde bulunan spor yayın organı Sportre Dergisi‘nin geçtiğimiz yıl birincisini düzenlediği “Sporun Enleri Bodrum” ödül töreninde, jüri tarafından oy birliğiyle “yılın spor insanı” olarak seçilmesinin en önemli nedeni olmuştu.
Bir mahalle takımından yenilmez bir armada oluşturan Sayın Esen, kadın hentbolunun Türkiye’deki en büyük kupalarını da 5 defa Bodrum’a getirmeyi başardı. Türkiye ikincilikleri üçüncülükleri alt liglerin şampiyonluklarını yazmaya gerek duymadım..
Esen; Bodrum’un sırtına hiçbir zaman yük olmayan oluşturduğu mali yapıyla, kurduğu alt yapı takımlarından Türk sporuna kazandırdığı sporcularla, Yalıkavak’a kazandırdığı antrenman salonu ve Avrupa Kupaları’nda gösterdiği performansla Bodrum’un PR’ına yaptığı katkıyla, örnek bir spor yöneticisi olarak anılmayı fazlasıyla hak etti.
Ortaya çıkan her başarı sonrasında Sportre Dergisi ve Arena Haber olarak uzattığımız mikrofonları, takımın diğer yöneticilerini ve teknik ekibini doğru yönlendiren mütevazi spor insanı Esen’e, kendi adıma belki de haddimi aşarak Bodrum halkı adına teşekkür ediyorum.
Peki bu kadar başarıya imza atmış bir insan, bir gün bile kendi PR’ına hizmet edecek bir şey istemez mi? İstemedi! Protokol de oturmak bile onun için hep zül oldu..
***
Geçtiğimiz Çarşamba yapılan Yalıkavakspor Seçimli Genel Kurulu‘nda Mehmet Esen aldığı bir kararla kulüp başkanlığını bıraktı.
Elde ettiği başarılar ve ortaya koyduğu eserlerle performansının zirvesinde başkanlık görevini bırakan Mehmet Esen’in, genel kurulda yaptığı teşekkür konuşmasını, buraya not düşmek istiyorum:
“6 Yıl yönetim kurulu üyesi olarak 10 yılda yönetim kurulu başkanı olarak toplam 16 yıl görev yaptığım Yalıkavakspor’dan birçok başarılar elde ederek ayrılıyorum. Öncelikle bu süreçte emeği geçen tüm yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımın yanı sıra geçmiş dönemde bize destek veren kamu yöneticilerine, belediye başkanlarımıza ve özellikle Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Aras’a çok teşekkür ediyorum. Elde edilen başarılarda başta kulüp yönetimimiz olmakla birlikte tribündeki seyircisine kadar emeği geçen bir çok insan ve kurum var. Aldığımız her kupada herkesin emeği büyük. Bugün yeni yönetime Türkiye sınırları içerisinde elde edilebilecek tüm başarıları elde etmiş zirvede ve borcu olmayan bir takım bırakıyoruz. Yeni yönetime gelen arkadaşlarımızın işi şimdi daha zor. Yalıkvakspor’un bundan sonra başarısını yatayda devam ettiren ve Avrupa’da da dereceler planlayan bir takım olarak yola devam etmesi gerekiyor. Bende bu hedeflerin gerçekleşmesi için elimden gelen katkıyı dışarıdan koymaya devam edeceğim. Şimdiye kadar gösterdiğiniz güvene teşekkür eder, yeni yönetimimize başarılar dilerim.”
Birde yeni yönetimin dikkatini çekmek istediğim önemli bir konu var.
Bodrum’un tek Türkiye’nin de nadir örnek kulüplerinden biri olduğuna inandığım Yalıkavakspor’da, yeni dönemde görev alan yeni yöneticilerin sporu araç olarak değil, amaç olarak kullanmaya devam edecekleri inancındayım.
Yalıkavakspor; bugüne kadar olduğu gibi kişilerin PR’na ve siyasi hedeflerine değil, Bodrum ve Türk sporuna hizmet eden bir kurum olarak kalmalıdır.