Connect with us

Yazarlar

Sporun Araç Değil, Amaç Olduğunu İspatlayan Adam…

Yayınlandı

Tarih

abdulakdir sevindik sportre

Türk sporunun en büyük açmazı; spor amaç mıdır, araç mıdır? sorusunun içinde gizlidir.

Bu konuyla ilgili genelde ve özelde yaptığım okumalar, şahitlikler ve yaşanmışlıklarımın sonucunda oluşan cevap da, istisnaları olmakla birlikte kesinlikle araçtır.

Türk spor dünyası genellikle siyasilerin elinde; maymuncuk işlevi gören bir aparat olmakla birlikte, paranın; evrildiği, çevrildiği, temizlendiği ve eritildiği de bir alandır.

Benimki de laf ola beri gele.. Bu konuyla ilgili sayısız; hikaye, makale, kitap ve köşe yazısı ülkenin spor literatüründe yerini aldı.

Durumun ispatı da; Elit liglerden başlayan ve amatör sporun en alt ligine kadar uzanan, hemen hemen tüm spor branşlarında yaşanan batık kulüp vakaları ve geriye kalan enkazlarıdır.

Bodrumlular olarak, bu konunun son örneklerinden birinin de Bodrum Belediyesi Bodrumspor bünyesinde yaşanmasını, yakından izleyerek deneyimledik.

Mehmet Kocadon’un Muğla Büyükşehir Başkanı olma hevesi ve siyasi çıkarları doğrultusunda araç olarak kullandığı, oyundan çıkarken de selasını verdiği BB Bodrumspor’un ekonomik ölümü daha dün gibi.. Unutulmadı!

Kocadon dönemi sonrası Bodrum Belediye Başkanı seçilen Ahmet Aras’ın Adliye Camiisi karşısında bulunan Bodrum Belediyesi Meydanı’nda şirketleşme çağrısı yaparak helallik istediği günlerde hala aklımızda..

Gerçi Başkan Aras’a çok da haksızlık etmeyelim. BB Bodrumspor’u yoğun bakımda hayatta tutmaya çalışırken, hastanın sahibi Kocadonius ailesi faturayı ödemeden hastaneyi arka kapıdan terk edip, Ortaipolis‘e varmıştı bile..

Sonrası malum.. Nasıl bilirdiniz? İyi bilirdik.. Gömün gitsin.. Pardon satın gitsin..

Neyse konumuz bu değildi. Nereden geldi aklıma bilemedim. Acı veren günlerdi..

Yazar kafası işte.. Bazen niyetlendiğin konuyu yazarken önceki yaşanmışlıklar depreşiyor.

Bu yazının konusu Yalıkavakspor‘du diyerek, içeriğe dönelim..

*** 

Yukarıda sorduğum sorunun spor amaçtır cevabının nadir örneklerinden birisi olan önemli bir spor insanından, Yalıkavakspor özelinde bahsetmek istiyorum.

Evet, aklınıza ilk gelen o isimden, Mehmet Esen‘den bahsedeceğiz. Yani Sezar’ın hakkını Sezar’a teslim edeceğiz.

Hayatımda hemen ikna olduğum nadir insanlardandır Mehmet Esen.. Birçok iyiliği bünyesinde bir arada barındıran nadir insanlardan..

İyi bir aile babası, güvenilir bir esnaf, mütevazi ve hümanist bir insan olmakla birlikte, çok başarılı bir kulüp başkanı..

Sayın Esen’in Yalıkavakspor’da; son 10 yılı başkan olmak üzere yaptığı 16 yıllık yöneticilik hayatı sadece Bodrum hentboluna değil, Türk hentboluna önemli katkılar koydu.

Bu başarı hikayesi; Sevindik Medya‘nın bünyesinde bulunan spor yayın organı Sportre Dergisi‘nin geçtiğimiz yıl birincisini düzenlediği “Sporun Enleri Bodrum” ödül töreninde, jüri tarafından oy birliğiyle “yılın spor insanı” olarak seçilmesinin en önemli nedeni olmuştu.

Bir mahalle takımından yenilmez bir armada oluşturan Sayın Esen, kadın hentbolunun Türkiye’deki en büyük kupalarını da 5 defa Bodrum’a getirmeyi başardı. Türkiye ikincilikleri üçüncülükleri alt liglerin şampiyonluklarını yazmaya gerek duymadım..

Esen; Bodrum’un sırtına hiçbir zaman yük olmayan oluşturduğu mali yapıyla, kurduğu alt yapı takımlarından Türk sporuna kazandırdığı sporcularla, Yalıkavak’a kazandırdığı antrenman salonu ve Avrupa Kupaları’nda gösterdiği performansla Bodrum’un PR’ına yaptığı katkıyla, örnek bir spor yöneticisi olarak anılmayı fazlasıyla hak etti.

Ortaya çıkan her başarı sonrasında Sportre Dergisi ve Arena Haber olarak uzattığımız mikrofonları, takımın diğer yöneticilerini ve teknik ekibini doğru yönlendiren mütevazi spor insanı Esen’e, kendi adıma belki de haddimi aşarak Bodrum halkı adına teşekkür ediyorum.

Peki bu kadar başarıya imza atmış bir insan, bir gün bile kendi PR’ına hizmet edecek bir şey istemez mi? İstemedi! Protokol de oturmak bile onun için hep zül oldu..

***

Geçtiğimiz Çarşamba yapılan Yalıkavakspor Seçimli Genel Kurulu‘nda Mehmet Esen aldığı bir kararla kulüp başkanlığını bıraktı.

Elde ettiği başarılar ve ortaya koyduğu eserlerle performansının zirvesinde başkanlık görevini bırakan Mehmet Esen’in, genel kurulda yaptığı teşekkür konuşmasını, buraya not düşmek istiyorum:

“6 Yıl yönetim kurulu üyesi olarak 10 yılda yönetim kurulu başkanı olarak toplam 16 yıl görev yaptığım Yalıkavakspor’dan birçok başarılar elde ederek ayrılıyorum. Öncelikle bu süreçte emeği geçen tüm yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımın yanı sıra geçmiş dönemde bize destek veren kamu yöneticilerine, belediye başkanlarımıza ve özellikle Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Aras’a çok teşekkür ediyorum. Elde edilen başarılarda başta kulüp yönetimimiz olmakla birlikte tribündeki seyircisine kadar emeği geçen bir çok insan ve kurum var. Aldığımız her kupada herkesin emeği büyük. Bugün yeni yönetime Türkiye sınırları içerisinde elde edilebilecek tüm başarıları elde etmiş zirvede ve borcu olmayan bir takım bırakıyoruz. Yeni yönetime gelen arkadaşlarımızın işi şimdi daha zor. Yalıkvakspor’un bundan sonra başarısını yatayda devam ettiren ve Avrupa’da da dereceler planlayan bir takım olarak yola devam etmesi gerekiyor. Bende bu hedeflerin gerçekleşmesi için elimden gelen katkıyı dışarıdan koymaya devam edeceğim. Şimdiye kadar gösterdiğiniz güvene teşekkür eder, yeni yönetimimize başarılar dilerim.”

Birde yeni yönetimin dikkatini çekmek istediğim önemli bir konu var.

Bodrum’un tek Türkiye’nin de nadir örnek kulüplerinden biri olduğuna inandığım Yalıkavakspor’da, yeni dönemde görev alan yeni yöneticilerin sporu araç olarak değil, amaç olarak kullanmaya devam edecekleri inancındayım.

Yalıkavakspor; bugüne kadar olduğu gibi kişilerin PR’na ve siyasi hedeflerine değil, Bodrum ve Türk sporuna hizmet eden bir kurum olarak kalmalıdır.

Okumaya devam et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarlar

Bodrumspor’un Kayıp Ruhu… Kimin Takımı Oldu Bu Kentin Gururu?

Yayınlandı

Tarih

Yayınlayan

duran ozturk arena haber 1

Bir zamanlar mahalle aralarında yankılanan “Bodrumspor!” sesleri bugün yerini soğuk tribün koltuklarına, holding logolarına ve pahalı kombine fiyatlarına bıraktı. Oysa bu takım, Bodrum’un ruhuydu; esnafın, öğrencinin, balıkçının, öğretmenin ortak sevinciydi. Ama artık değil. Artık Bodrumspor, bir kentin takımı olmaktan çıkıp bir sermaye markasına dönüştü.

2019 yılında yapılan o tartışmalı devirden bu yana değişen sadece tabeladaki isim olmadı. “Bodrum FK” olduktan sonra takım, adeta bir holdinge evrildi. Tüzüğe aykırı biçimde, kentin ortak mirası sayılan kulüp yüzde 51’den fazla hissesiyle “üç kuruşa” el değiştirdi. Dönemin belediye başkanının açıklamaları hâlâ gazetelerde duruyor; ama bu uyarılar o gün duyulmadı. Bugün geldiğimiz noktada, Bodrum halkı artık tribünde değil, kenarda izleyici.

Kulübün borçlandırılması, yönetim kadrosunun belediyeyle işi olan kişilerden seçilmesi, futbolcu anlaşmalarında ve bilet fiyatlarında süregelen şaibeler… Bunların hepsi birikerek, Bodrumspor’u halkın elinden aldı. Artık bu takım, sahada kazandığı kadar değil, masada yapılan hesaplarla anılır oldu.

1. Lig’de elde edilen o görkemli başarı bile, bu kopuşu gizleyemedi. Süper Lig’de ise tablo daha da netleşti. Takım sahada var ama kent tribünde yoktu. Çünkü halk, kendini bu hikâyenin bir parçası olarak görmüyor artık. Şehrin ruhu, kulübün logosunda değil, geçmişte kaldı. Futbolun ruhu, paranın ve çıkar ilişkilerinin gölgesinde kayboldu.

Oysa Bodrumspor, bu kentin vicdanıydı. Esnafın kapısına “Bugün Bodrumspor maçı var, erken kapatıyoruz” yazdığı günlerin hatırasıydı. Şimdi ise bilet fiyatlarıyla, sponsorluk ihaleleriyle, stad inşaatındaki söylentilerle anılıyor. Ve belki de en acısı, Bodrumspor artık “bizim” diyemediğimiz bir kulüp oldu.

Bugün bazı dostlar, “Yakındır yeni Bodrumspor’u kurmamız” diyor. Bu cümle sadece bir öfkenin değil, aynı zamanda bir umudun ifadesidir. Çünkü bir kentin kimliği, satılamaz. Bir halkın emeği, devir edilemez. Bir takım, tabelada değil yürekte yaşar.

Belki bir gün, yeniden o ruhu kurarız.
Yeniden Bodrum’un çocukları tribünde yerini alır.
Ve o gün geldiğinde, futbol sadece bir oyun değil, halkın yeniden ayağa kalktığı bir umut olur.

Okumaya devam et

Yazarlar

Yeşil-Beyaz Renklerin Yanına Başka Bir Renk İstemiyorum…

Yayınlandı

Tarih

Yayınlayan

duran ozturk arena haber

Bu yazımda futbolun sahadaki ve tribünlerdeki coşkusunu değil, sporun üzerindeki siyaset gölgesini değerlendireceğim.

Bodrum Belediyesi’nde meclis üyesi olarak görev yapan üstelik Bodrum’da sevilen ve laik bir yaşam tarzıyla tanınan bir ismin “Bodrum, bu akşam sahada yeniden kenetleniyor” diyerek yaptığı paylaşımda, AK Parti logosu ve Türkiye Yüzyılı amblemini kullanması durumuna dikkat çekmek istiyorum.

Geçtiğimiz hafta içerisinde Bodrum FK’nın adı, logosu ve yeşil-beyaz renkleri, bir sosyal medya paylaşımında siyasi parti sembolleri yan yana getirildi.

Oysa Bodrum FK hiçbir zaman bir partinin vitrini olmadı; Bodrum FK, bu kentin vicdanı, emeğin ve mücadelenin sahadaki karşılığı oldu.

Bodrum FK’nın tarihine baktığımızda, bu kulübün çatısı altında farklı dünya görüşlerinden gelen nice başkan, yönetici ve gönüllü yer aldı.

Solcu da vardı, sağcı da…

Ama herkesin ortak paydası Bodrum adı altında yaşanan spor sevgisiydi.

Bu kulüp, “bizim” ya da “onların” değil, hepimizin takımıydı.

Bodrum FK’nın başkanlık koltuğuna kim oturursa otursun, o koltukta oturan kişi bir partiyi değil, Bodrum halkını temsil etti.

Bugün geldiğimiz noktada ise, ülkenin her alanına siyaseti bulaştıran AK Parti anlayışı, sporu da bu kirliliğin içine çekmekte kararlı görünüyor.

Oysa spor, siyasetin değil; birliğin, kardeşliğin ve adaletin alanıdır.

Bir belediye meclis üyesinin, kamu görevini yürütürken hem belediye kimliğiyle hem kulüp yöneticiliğiyle hem de parti logosuyla paylaşım yapmasını, etik değerler açısından bir hata olduğu düşüncesindeyim.

Bu tür görseller, “Bodrum FK bizim tarafımızda” algısı yaratır ki, bu hem Bodrum’a hem de spora zarar verir.

Bodrum FK’nın adı geçtiğinde akla önce “renklerin kardeşliği” gelir. Yeşil ve beyaz… Yaşamın, barışın, umudun renkleri…

Bu renklere başka bir renk karıştırmak, bu ruhu zedeler.

Bodrum’un özgürlükçü, demokrat ve laik kimliğini bilen herkes, bu kentte siyasetin futbola karışmasına tanıklık etmeyi reddeder.

Çünkü Bodrum, hiçbir zaman biat eden bir kent olmamıştır.

Toplumda karşılığı olan saygın siyasetçilerin, sportif paylaşımları yaparken siyasetin tuzağına düşmemesi değerlidir.

Kentin ortak değerleri her türlü siyasetin üzerindedir, korumak da hepimizin görevidir.

Bodrum FK’nın adı, hiçbir partinin logosunun altında değil; Bodrum halkının yüreğinde yaşamalıdır.

Bodrum FK’nın rengi de logosu da özerktir.

Bu renklerin yanına başka renkler ve logolar düşürülmesine izin vermemek, Bodrum’un ortak değerlerini koruma sorumluluğunun ta kendisidir.

Okumaya devam et

Yazarlar

Spor Politikası, Bilet Fiyatı, Hentbol, Voleybol…

Yayınlandı

Tarih

Yayınlayan

abdulkadir sevindik sportre

Bildiğiniz üzere olmayan spor politikamız nedeniyle, son 5 yıl içerisinde bireylere dayalı performanslarla gerçekleşen kazanımlarımızın önemli bir bölümünü kaybettik.

Elde kala kala; elit liglerde kadınlarımız üzerinden mücadele ettiğimiz hentbol ve voleybol branşları ile mülkiyeti ve yönetimi sermayenin elinde olan futbol kaldı.

Bodrum’un spor politikası üzerine defalarca yazdım. Her geçen gündaha da boşalan bardağın boş tarafını yazmaktan yorgun düştüm dersem yerinde olur.

Yaşanan kan kaybını durdurmak ve telafi etme düşüncesiyle sözü fazla uzatmadan kısa bir hatırlatma yapayım. 2026 Yılı ile birlikte 2026-27 sezonunun planlanması için mesai sarf edilecek günlere, aylara girmek üzereyiz.

Yılın son 3 ayı içerisinde kısa vade içeren planlama ile 2026 yılı masaya yatırılmalı ve zaman içerisinde oluşturulacak spor politikasının temeli atılmalıdır.

***

Hem Bodrum’da hem ülkede her şeyin kötü gittiği bugünlerde bizleri zaman zaman keyiflendiren şeylerin başında spor geliyor sanırım.

Bu haftada bizi keyiflendiren ilk sonuç, Bodrum FK’nın Manisa deplasmanında aldığı galibiyetle geldi.

Bodrumspor oynadığı 7 maçtan; 5 galibiyet 2 beraberlikle puanını 17’ye çıkardı. Ankara’da Keçiörengücü karşısında alınan tek mağlubiyet ligin son mağlubiyeti olur umarım.

Eski oyuncu yeni hoca Burhan Eşer’in ligin başında kazandığı puanlar üzerinden performansı %80.. Hocanın bu performansını sezon sonuna kadar taşıması, Bodrum FK’yı süper ligle yeniden kucaklaştırır düşüncesindeyim.

Maça gelince..

Vasat bir takım görüntüsü veren Manisa FK’nın kendi kalesine attığı ilk golden sonra beraberliği yakalamak için kısa bir süre direnmesinin dışında bir varlık ortaya koyamadığı maçta, 3 gol daha bulan Bodrum FK 3 puanı hanesine yazdırdı.

Diğer taraftan bulduğu 4 golle averajını da düzelten yeşil-beyaz forma giymeyen yeşil-beyazlı ekip, ulaştığı 17 puanla adını ligin en tepesine yazdırdı.

Yeri gelmişken bilet fiyatlarına da dikkat çekmek istiyorum. Maç gününün genel giderleri baz alınarak hesaplandığını düşündüğüm bilet fiyatları, taraftarı takımdan uzaklaştırıyor.

Ortalama 700-800 kişiye oynanan iç saha maçlarında elde edilen hasılatı, düşük fiyat bedelleriyle maçı en az 3 Bin kişiye izleterek de toplamanın mümkün olacağını düşünüyorum.

Bodrumspor’un, Bodrum FK’ya dönüşme sürecinde kasabayla olan bağı yara alan futbol, birde kağıt üzerinde yapılan ve kasabanın sosyolojisiyle uyuşmayan bilet fiyatı belirleme yöntemiyle, mevcut yaraları kronikleştirmemeli..

Yönetime UEFA gözlemcisi sıfatıyla giren Bodrum’un yerel dinamiklerin dikkatini çekmek istiyorum. Bilet fiyatları nedeniyle boş kalan tribünler locadan görünmüyor mu?

Bilet fiyatları sorunu, sonu 48’le biten fiyatlarla çözülmeyeceğinin farkına varılmalı!

Takımlar taraftarıyla değerlidir!

***

Haftanın öne çıkan diğer maçı da Armada Praxis Yalıkavakspor – HH Elite karşılaşması oldu.

Geçtiğimiz sezon Kadınlar Hentbol Süper Ligi’ni Türkiye Şampiyonu olarak tamamlayan Yalıkavakspor, EHF Avrupa Ligi 2. Ön eleme maçının ilk ayağı Bodrum’da oynadı.

Maçı 25-24’lük galibiyetle tamamlayan Yalıkavakspor, eleme turunun Danimarka’da oynanacak rövanş maçına +1 averajla çıkacak.

Bu averajın ön eleme turunu geçme konusunda ne kadar işe yarayacağını, 4 Ekim 2025 Cumartesi günü saat 17.00’de Danimarka’nın Horsens kentinde oynanacak maçta hep birlikte göreceğiz.

Diğer taraftan ülkemizde yaşanan ağır ekonomik sorunlar tüm spor dallarını etkilemesinin yanı sıra, zaten iyi yönetilemeyen hentbol branşını da fazlasıyla etkiledi.

Süper ligde mücadele eden takım sayısının bu yıl 8’e düşmesini, hatta 8. Takımı Türkiye Hentbol Federasyonu’nun Yurdumspor adıyla kurduğu ve desteklediği durumunu da buraya not düşelim.

Her sezon 3-4 takımın şampiyonluk iddiasıyla başladığı sezon, sanırım bu yıl 2 takımın arasında geçecek gibi görünüyor.

Bu sezonun ilk haftasında Bursa Büyükşehir Belediyespor’un sahasında Ortaca Belediyespor’la 29-29 berabere kalması gibi büyük sürprizler yaşanmazsa, Kadınlar Süper Ligi Şampiyonluğu; Armada Praxis Yalıkavakspor ve Bursa Büyükşehir Belediyespor arasında oynanacak maçların sonunda belli olur.

4 Ekim 2025 Cumartesi günü, aynı zamanda başka bir mücadelenin başlayacağı tarih.. TVF Kadınlar 1. Liginde mücadele edecek olan Bodrum Belediyesi Bodrumspor, Binnaz Karakaya Spor Salonunda sezonun ilk karşılaşmasına çıkacak.

Bu sezon gençleşen kadrosuyla lige katkı sağlayacak BB Bodrumspor, sahasında Havran Belediyespor’u konuk edecek.

Son sözümde şu olsun..

“Bodrum’un marka değerine verdikleri mücadeleyle her geçen gün yeni katkılar koyan kadın sporcularımıza başarılar diliyorum.”

Okumaya devam et

Çok Okunanlar