Connect with us

Yazarlar

Görün Yarattığınız Tabloyu Goca Bodrumlular…

Yayınlandı

Tarih

abdulkadir sevindi bodrum spor tv

Bodrum FK’nın şampiyonluk kutlamaları ve zafer sarhoşluğu üzerinden bir hafta geçti.

Geçen sürenin zafer sarhoşluğunun sona ermesi için yeterli olduğu düşüncesiyle ve konu sıcakken geçen haftaki yazımın devamını getireyim dedim..

Öncelikle şu hatırlatmayı yapıp, Sezar’ın hakkını Sezar’a verelim. Çünkü dikkat çekeceğim konular başarıyı gölgelemek için değil asla..

4 Yıl önce; Bodrum Belediyesi Bodrumspor’un, ödenemeyen borçları nedeniyle yaptığı olağanüstü kongreyle aldığı şirketleşme kararı sonrasında, kulübün borçlarını ödeyerek hisselerini satın alan iş insanı Fikret Öztürk’ün büyük krizi nasıl çözdüğünü unutmadım, unutmadık..

Neden mi? O Yıl 89. yaşını kutlayan Bodrumspor’un, önce rezil sonrada çöp olmasına engel olduğu için..

Ayrıca şunu da not düşelim!

Servetlerinin yanında tabiri caizse, değeri üç-beş kuruş olan hisseleri almayan “Goca Bodrumluları” unutmadığımız gibi..

Unutulmaması gereken başka bir konu da Bodrumspor’un yaşayacağı olası rezilliğin, Bodrum’da yapılan ticaretten kazanılan paralarla temizlendiği gerçeği..

Sonuçta; yapılan doğru işler ve başarılar takdiri ne kadar hak ediyorsa, yanlışlar ve başarısızlıklar da eleştiriyi o kadar hak ediyor.

***

Konuya girişimizi Adana’daki final maçı sonrasından yapalım.. Öztürk’ün kullandığı cümleleri de maç sonrası zafer sarhoşluğuna vererek hatırlayalım. Ne demişti benim efsane başkanım..

“Biz bu takımı 4 sene önce satın aldık. Aldığımız zaman 2. ligde borçlu bir takımdı. Önce borcunu ödedik ve normal borçsuz bir takım haline getirdik. Sonra kısa bir sürede Bodrum gibi bir yerden süper lige takım çıkardık.” diyordu.

Çok zafer konuşması dinledim ama böylesini az şahit oldum..

Sağından bakıyorum, solundan bakıyorum ne diyeceğimi bilemiyorum, şaşkınım bu üstenci ifadeler karşısında ..

Başkan Öztürk konuşmasında “bu takım” ifadesiyle sanki bir maldan bahsediyor. “Bodrum gibi bir yerden” derken de sanki Türkiye’nin göze çarpmayan, unutulmuş bir yerinden bahsediyor.

Öncelikle bu takımın bir ruhunun var olduğunu ve bu ruhun Bodrum Stadının maraton tribününde yaşadığını hatırlatmak isterim.

Ne olursa olsun, hangi şartta olursa olsun her maçın ve her anın 12. adamı Asi Tayfa ve Bodrumlu sporseverler bu takımın ruhudur.

Asi Tayfa’nın sporu yaşama ve değerlendirme kriterleri, ne iş insanlarınınkine benzer nede Goca Bodrumlularınkine..

Daha da açıkçası maddi ve manevi karlılık hesabı yapmaz bu gönül insanları..

Bu insanların yaşadıkları sevinç duygusundan başka karları, duydukları üzüntüden başka zararları yoktur.

O yüzdendir ki konuşulan şey, borcu ödenerek alınan bir mal değil, ruhu olan yaşayan bir organizasyondur..

Gelelim “Bodrum gibi bir yerden” sözüne.. Bu vurgunun bir dil sürçmesi olduğuna inanmak istiyorum. Sanıyorum “Bodrum olması gerektiği yere ulaştı” demek istedi efsane başkan..

***

Şampiyonluğun kutlama akşamına gelince..

Bodrumspor’un Gümbet Tesisleri’den yola çıkan şampiyonluk otobüsünün üzerinde ki manzara dikkat çekiciydi.

Kulübün medya personeli ve takım oyuncularının yanı sıra teknik sorumlu İsmet Taşdemir’in olduğu otobüsün üzerinde ne Başkan Fikret Öztürk, nede yönetim kurulu üyeleri yoktu.

Yaklaşık 1,5 saat süren şampiyonluk turunda; otobüsün üzerinde Bodrum FK bayrağını sallayan Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci dikkatlerden kaçmadı.

Bu ilginç durumu gerekli gören birimi, kişiyi merak ettim doğrusu.. Karar başkanın tasarrufu olsa da, kulübün başkanının olmadığı otobüsün üzerinde Bodrum Belediye Başkanı da olmamalıydı.

Yazılı olmayan protokol kurallarının da var olduğunu unutmamak gerekir diyor, şeytanın gizli olduğu ayrıntılara girmiyorum.

Neyse..

Gece de yaşanan ve sınırları aşan coşkunun arasına sıkışın birkaç duruma daha dikkat çekmek istiyorum.

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın Bodrum FK yöneticilerine coşkuyla yaptığı güzellemeler, abartılı ve şaşırtıcıydı

Sanki Bodrum FK’yı şampiyon yapanlar; su sorunumuzu çözüp, yanında arıtmaları halledip, üzerinde birde katı atık geri dönüşüm fabrikası kurup Bodrum Belediyesi’ne hediye etmişlerdi.

Bodrum’un hatta Türkiye’nin sayılı zenginleri için düzenlenen töreni izlemeye gelen Bodrumluya “bu insanlara sahip çıkacağız söz mü?” diye sorarak söz verdirten halkçı başkan, yeni bir haliyle hafızalarda yerini aldı.

Bir ara Başkan Aras‘ın Fikret Öztürk için “üçlü” tezahüratı çektirip, Beşiktaş’ın ünlü amigosu Tatava Cengiz‘e selam göndereceğini düşünmedim dersem yalan olur.

Ne diyeyim görün yaratığınız tabloyu “Goca Bodrumlular”..

Ama ayıbın en büyüğü Asi Tayfa‘ya yapıldı. Teknik ekibi, yönetim kurulu üyelerinin sunumunu yaparken adeta kendinden geçen sunucunun aklına, Bodrum FK’nın gerçek sahipleri gelmedi.

Gecenin maddi manevi hamisi Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın aklına geldi mi? Tabii ki hayır. Siyasetin en büyük hastalığı kendine odaklı bakış açısı olduğundandır deyip onu da geçelim..

Peki zor olan her maçtan sonra, atlanan her turdan sonra tribünlere koşan fotoğraflar veren Bodrum FK Başkanı Fikret Öztürk, yönetim kurulu üyeleri ile futbolcuları nasıl hoş görelim ?

Göremeyiz… Çünkü onlar takımı satanlar değil, alanlar..

Yarım ağızla bile olsa, kimse Asi Tayfa‘nın hakkını vermedi.. Stat Müdürü Suat Akay dahil herkes sahneye çağrıldı. Gecesi gündüzü Asi Tayfa ile geçen Akay’ın da aklına gelmeyen hatırlatma kimin aklına gelsin..

*** 

Zengin insan psikolojisinin doğasında var, paranın her şey olduğu ve parayla her şeyin satın alınabileceği. Ama bazı durumlar öyle değildir..

Bırakın zengin olmayı sıradan insanların katlanabileceği meşakkat değildir, koyu taraftarlık..

Süper ligde görüyoruz parayla yaratılan milyarlık takımların oynadığı boş tribünleri.. Ezcümle; kulüpler hikayeleriyle, taraftarlarıyla kıymetlidir, değerdir..

Satıp savanlar unuttu.. Ama siz unutmayacaksınız Sayın Öztürk..

Kulüp alırsın, borcunu ödersin, süper lige de çıkarırsın.. Ama tribünlerin bedeli para değildir. Gönüldür, emektir..

Zengin olan, efsane olan başkanların başını eğerek vedalaştığı nice hikayelerle dolu spor tarihi..

***

Farklı açılardan yapılan bu değerlendirmelerde yazar ne demek istemiş olabilir? sorusunun cevabı da şudur;

Bodrum’un değerleri üzerinde tasarruf kullanan zenginleri ve siyasileri, Bodrumspor’a sahip çıkmaları gerektiği anda ortaya koydukları sorumsuz ve mirasyedi halleriyle, artık bir iş insanına ait olan Bodrum FK’ya gösterdikleri hassasiyeti anlamak mümkün değil..

Bodrumpor özelinde gerçekleşen bu durumun, Bodrum’un sahip olduğu diğer değerlerde vücut bulmaması için, kentin hikayesine not düşme ihtiyacı hissettim.

Yazımın genelinde işlediğim güncel olaylar konunun sonuçları arasında bazı yaşanmışlıkları kapsıyor. Sebepleri arasındaki Kocadon ailesini hatırlatmaya gerek yok sanırım..

Son söz: Bodrum’un değerleri hepimizin..

*** 

Önemli not:

Bayramdan sonra B.B.Bodrumspor kongresinin yapılacağı söylentisi ortada dolaşıyor. Kulübün resmi sitesini yazımı yayınladığım anda kontrol ettim. Yapılan bir paylaşım yok.

Katılımcı, şeffaf ve kucaklayıcı bir kongre olabilmesi için kulübün resmi sitesinden, özellikle mali verilerin paylaşılması konusuna azami özenin gösterilmesini bekliyorum.

Gri kalmış, yapılması ve bilgilendirmesi unutulmuş yeni konularla karşılaşmamak için..

Okumaya devam et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarlar

Bodrumspor’un Kayıp Ruhu… Kimin Takımı Oldu Bu Kentin Gururu?

Yayınlandı

Tarih

Yayınlayan

duran ozturk arena haber 1

Bir zamanlar mahalle aralarında yankılanan “Bodrumspor!” sesleri bugün yerini soğuk tribün koltuklarına, holding logolarına ve pahalı kombine fiyatlarına bıraktı. Oysa bu takım, Bodrum’un ruhuydu; esnafın, öğrencinin, balıkçının, öğretmenin ortak sevinciydi. Ama artık değil. Artık Bodrumspor, bir kentin takımı olmaktan çıkıp bir sermaye markasına dönüştü.

2019 yılında yapılan o tartışmalı devirden bu yana değişen sadece tabeladaki isim olmadı. “Bodrum FK” olduktan sonra takım, adeta bir holdinge evrildi. Tüzüğe aykırı biçimde, kentin ortak mirası sayılan kulüp yüzde 51’den fazla hissesiyle “üç kuruşa” el değiştirdi. Dönemin belediye başkanının açıklamaları hâlâ gazetelerde duruyor; ama bu uyarılar o gün duyulmadı. Bugün geldiğimiz noktada, Bodrum halkı artık tribünde değil, kenarda izleyici.

Kulübün borçlandırılması, yönetim kadrosunun belediyeyle işi olan kişilerden seçilmesi, futbolcu anlaşmalarında ve bilet fiyatlarında süregelen şaibeler… Bunların hepsi birikerek, Bodrumspor’u halkın elinden aldı. Artık bu takım, sahada kazandığı kadar değil, masada yapılan hesaplarla anılır oldu.

1. Lig’de elde edilen o görkemli başarı bile, bu kopuşu gizleyemedi. Süper Lig’de ise tablo daha da netleşti. Takım sahada var ama kent tribünde yoktu. Çünkü halk, kendini bu hikâyenin bir parçası olarak görmüyor artık. Şehrin ruhu, kulübün logosunda değil, geçmişte kaldı. Futbolun ruhu, paranın ve çıkar ilişkilerinin gölgesinde kayboldu.

Oysa Bodrumspor, bu kentin vicdanıydı. Esnafın kapısına “Bugün Bodrumspor maçı var, erken kapatıyoruz” yazdığı günlerin hatırasıydı. Şimdi ise bilet fiyatlarıyla, sponsorluk ihaleleriyle, stad inşaatındaki söylentilerle anılıyor. Ve belki de en acısı, Bodrumspor artık “bizim” diyemediğimiz bir kulüp oldu.

Bugün bazı dostlar, “Yakındır yeni Bodrumspor’u kurmamız” diyor. Bu cümle sadece bir öfkenin değil, aynı zamanda bir umudun ifadesidir. Çünkü bir kentin kimliği, satılamaz. Bir halkın emeği, devir edilemez. Bir takım, tabelada değil yürekte yaşar.

Belki bir gün, yeniden o ruhu kurarız.
Yeniden Bodrum’un çocukları tribünde yerini alır.
Ve o gün geldiğinde, futbol sadece bir oyun değil, halkın yeniden ayağa kalktığı bir umut olur.

Okumaya devam et

Yazarlar

Yeşil-Beyaz Renklerin Yanına Başka Bir Renk İstemiyorum…

Yayınlandı

Tarih

Yayınlayan

duran ozturk arena haber

Bu yazımda futbolun sahadaki ve tribünlerdeki coşkusunu değil, sporun üzerindeki siyaset gölgesini değerlendireceğim.

Bodrum Belediyesi’nde meclis üyesi olarak görev yapan üstelik Bodrum’da sevilen ve laik bir yaşam tarzıyla tanınan bir ismin “Bodrum, bu akşam sahada yeniden kenetleniyor” diyerek yaptığı paylaşımda, AK Parti logosu ve Türkiye Yüzyılı amblemini kullanması durumuna dikkat çekmek istiyorum.

Geçtiğimiz hafta içerisinde Bodrum FK’nın adı, logosu ve yeşil-beyaz renkleri, bir sosyal medya paylaşımında siyasi parti sembolleri yan yana getirildi.

Oysa Bodrum FK hiçbir zaman bir partinin vitrini olmadı; Bodrum FK, bu kentin vicdanı, emeğin ve mücadelenin sahadaki karşılığı oldu.

Bodrum FK’nın tarihine baktığımızda, bu kulübün çatısı altında farklı dünya görüşlerinden gelen nice başkan, yönetici ve gönüllü yer aldı.

Solcu da vardı, sağcı da…

Ama herkesin ortak paydası Bodrum adı altında yaşanan spor sevgisiydi.

Bu kulüp, “bizim” ya da “onların” değil, hepimizin takımıydı.

Bodrum FK’nın başkanlık koltuğuna kim oturursa otursun, o koltukta oturan kişi bir partiyi değil, Bodrum halkını temsil etti.

Bugün geldiğimiz noktada ise, ülkenin her alanına siyaseti bulaştıran AK Parti anlayışı, sporu da bu kirliliğin içine çekmekte kararlı görünüyor.

Oysa spor, siyasetin değil; birliğin, kardeşliğin ve adaletin alanıdır.

Bir belediye meclis üyesinin, kamu görevini yürütürken hem belediye kimliğiyle hem kulüp yöneticiliğiyle hem de parti logosuyla paylaşım yapmasını, etik değerler açısından bir hata olduğu düşüncesindeyim.

Bu tür görseller, “Bodrum FK bizim tarafımızda” algısı yaratır ki, bu hem Bodrum’a hem de spora zarar verir.

Bodrum FK’nın adı geçtiğinde akla önce “renklerin kardeşliği” gelir. Yeşil ve beyaz… Yaşamın, barışın, umudun renkleri…

Bu renklere başka bir renk karıştırmak, bu ruhu zedeler.

Bodrum’un özgürlükçü, demokrat ve laik kimliğini bilen herkes, bu kentte siyasetin futbola karışmasına tanıklık etmeyi reddeder.

Çünkü Bodrum, hiçbir zaman biat eden bir kent olmamıştır.

Toplumda karşılığı olan saygın siyasetçilerin, sportif paylaşımları yaparken siyasetin tuzağına düşmemesi değerlidir.

Kentin ortak değerleri her türlü siyasetin üzerindedir, korumak da hepimizin görevidir.

Bodrum FK’nın adı, hiçbir partinin logosunun altında değil; Bodrum halkının yüreğinde yaşamalıdır.

Bodrum FK’nın rengi de logosu da özerktir.

Bu renklerin yanına başka renkler ve logolar düşürülmesine izin vermemek, Bodrum’un ortak değerlerini koruma sorumluluğunun ta kendisidir.

Okumaya devam et

Yazarlar

Spor Politikası, Bilet Fiyatı, Hentbol, Voleybol…

Yayınlandı

Tarih

Yayınlayan

abdulkadir sevindik sportre

Bildiğiniz üzere olmayan spor politikamız nedeniyle, son 5 yıl içerisinde bireylere dayalı performanslarla gerçekleşen kazanımlarımızın önemli bir bölümünü kaybettik.

Elde kala kala; elit liglerde kadınlarımız üzerinden mücadele ettiğimiz hentbol ve voleybol branşları ile mülkiyeti ve yönetimi sermayenin elinde olan futbol kaldı.

Bodrum’un spor politikası üzerine defalarca yazdım. Her geçen gündaha da boşalan bardağın boş tarafını yazmaktan yorgun düştüm dersem yerinde olur.

Yaşanan kan kaybını durdurmak ve telafi etme düşüncesiyle sözü fazla uzatmadan kısa bir hatırlatma yapayım. 2026 Yılı ile birlikte 2026-27 sezonunun planlanması için mesai sarf edilecek günlere, aylara girmek üzereyiz.

Yılın son 3 ayı içerisinde kısa vade içeren planlama ile 2026 yılı masaya yatırılmalı ve zaman içerisinde oluşturulacak spor politikasının temeli atılmalıdır.

***

Hem Bodrum’da hem ülkede her şeyin kötü gittiği bugünlerde bizleri zaman zaman keyiflendiren şeylerin başında spor geliyor sanırım.

Bu haftada bizi keyiflendiren ilk sonuç, Bodrum FK’nın Manisa deplasmanında aldığı galibiyetle geldi.

Bodrumspor oynadığı 7 maçtan; 5 galibiyet 2 beraberlikle puanını 17’ye çıkardı. Ankara’da Keçiörengücü karşısında alınan tek mağlubiyet ligin son mağlubiyeti olur umarım.

Eski oyuncu yeni hoca Burhan Eşer’in ligin başında kazandığı puanlar üzerinden performansı %80.. Hocanın bu performansını sezon sonuna kadar taşıması, Bodrum FK’yı süper ligle yeniden kucaklaştırır düşüncesindeyim.

Maça gelince..

Vasat bir takım görüntüsü veren Manisa FK’nın kendi kalesine attığı ilk golden sonra beraberliği yakalamak için kısa bir süre direnmesinin dışında bir varlık ortaya koyamadığı maçta, 3 gol daha bulan Bodrum FK 3 puanı hanesine yazdırdı.

Diğer taraftan bulduğu 4 golle averajını da düzelten yeşil-beyaz forma giymeyen yeşil-beyazlı ekip, ulaştığı 17 puanla adını ligin en tepesine yazdırdı.

Yeri gelmişken bilet fiyatlarına da dikkat çekmek istiyorum. Maç gününün genel giderleri baz alınarak hesaplandığını düşündüğüm bilet fiyatları, taraftarı takımdan uzaklaştırıyor.

Ortalama 700-800 kişiye oynanan iç saha maçlarında elde edilen hasılatı, düşük fiyat bedelleriyle maçı en az 3 Bin kişiye izleterek de toplamanın mümkün olacağını düşünüyorum.

Bodrumspor’un, Bodrum FK’ya dönüşme sürecinde kasabayla olan bağı yara alan futbol, birde kağıt üzerinde yapılan ve kasabanın sosyolojisiyle uyuşmayan bilet fiyatı belirleme yöntemiyle, mevcut yaraları kronikleştirmemeli..

Yönetime UEFA gözlemcisi sıfatıyla giren Bodrum’un yerel dinamiklerin dikkatini çekmek istiyorum. Bilet fiyatları nedeniyle boş kalan tribünler locadan görünmüyor mu?

Bilet fiyatları sorunu, sonu 48’le biten fiyatlarla çözülmeyeceğinin farkına varılmalı!

Takımlar taraftarıyla değerlidir!

***

Haftanın öne çıkan diğer maçı da Armada Praxis Yalıkavakspor – HH Elite karşılaşması oldu.

Geçtiğimiz sezon Kadınlar Hentbol Süper Ligi’ni Türkiye Şampiyonu olarak tamamlayan Yalıkavakspor, EHF Avrupa Ligi 2. Ön eleme maçının ilk ayağı Bodrum’da oynadı.

Maçı 25-24’lük galibiyetle tamamlayan Yalıkavakspor, eleme turunun Danimarka’da oynanacak rövanş maçına +1 averajla çıkacak.

Bu averajın ön eleme turunu geçme konusunda ne kadar işe yarayacağını, 4 Ekim 2025 Cumartesi günü saat 17.00’de Danimarka’nın Horsens kentinde oynanacak maçta hep birlikte göreceğiz.

Diğer taraftan ülkemizde yaşanan ağır ekonomik sorunlar tüm spor dallarını etkilemesinin yanı sıra, zaten iyi yönetilemeyen hentbol branşını da fazlasıyla etkiledi.

Süper ligde mücadele eden takım sayısının bu yıl 8’e düşmesini, hatta 8. Takımı Türkiye Hentbol Federasyonu’nun Yurdumspor adıyla kurduğu ve desteklediği durumunu da buraya not düşelim.

Her sezon 3-4 takımın şampiyonluk iddiasıyla başladığı sezon, sanırım bu yıl 2 takımın arasında geçecek gibi görünüyor.

Bu sezonun ilk haftasında Bursa Büyükşehir Belediyespor’un sahasında Ortaca Belediyespor’la 29-29 berabere kalması gibi büyük sürprizler yaşanmazsa, Kadınlar Süper Ligi Şampiyonluğu; Armada Praxis Yalıkavakspor ve Bursa Büyükşehir Belediyespor arasında oynanacak maçların sonunda belli olur.

4 Ekim 2025 Cumartesi günü, aynı zamanda başka bir mücadelenin başlayacağı tarih.. TVF Kadınlar 1. Liginde mücadele edecek olan Bodrum Belediyesi Bodrumspor, Binnaz Karakaya Spor Salonunda sezonun ilk karşılaşmasına çıkacak.

Bu sezon gençleşen kadrosuyla lige katkı sağlayacak BB Bodrumspor, sahasında Havran Belediyespor’u konuk edecek.

Son sözümde şu olsun..

“Bodrum’un marka değerine verdikleri mücadeleyle her geçen gün yeni katkılar koyan kadın sporcularımıza başarılar diliyorum.”

Okumaya devam et

Çok Okunanlar