Galatasaray, şampiyonluk yolundaki kritik bir virajı daha kayıpsız döndü. Süper Lig’in 32. haftasında evinde ağırladığı Bodrum FK karşısında 2-0’lık net bir galibiyet elde etti. Fakat bu maç yalnızca bir skorun ötesindeydi. Bir tarafta oturmuş bir sistem, derin kadro ve dolup taşan bir tribün gücü; diğer tarafta düşme hattının kıyısında, sınırlı imkanlarla ayakta kalmaya çalışan bir Anadolu temsilcisi vardı.
Maçın ilk düdüğüyle birlikte Galatasaray sahayı adeta dar etti. Torreira, Barış Alper ve Kerem gibi oyuncuların önde yaptığı baskı, Bodrum FK’nın oyun kurmasına izin vermedi. Top sürekli Bodrum yarı sahasındaydı; Galatasaray yüksek tempo ve disiplinli bir pas trafiğiyle oyunu domine etti. 29. dakikada Torreira’nın golüyle gelen üstünlük, 81’de Davinson Sanchez’in golüyle perçinlendi. Sarı-kırmızılılar sadece üç puan kazanmadı, aynı zamanda moral ve momentum kazandı.
Bodrum FK cephesine baktığımızda ise farklı bir hikâye var. Teknik direktörün tercihiyle savunmayı derin kuran, hızlı geçişlerle skor arayan bir yapı tercih edildi. Özellikle Taylan ve Fredy gibi oyuncular direnç gösterse de, Galatasaray’ın fiziksel ve taktik üstünlüğü karşısında ayakta kalmak mümkün olmadı. VAR kararıyla iptal edilen penaltı dışında, maç boyunca ciddi bir hücum organizasyonuna girilemedi.
Bu maçtan sonra Galatasaray 77 puana ulaşarak liderliğini sürdürürken, Bodrum FK 34 puanda kaldı. Düşme hattına sadece üç puanlık bir mesafede olan yeşil-beyazlılar için artık her maç final havasında geçecek. Kadro derinliği sınırlı, fikstür ise zorlu. Ligde kalmak istiyorsa, özellikle iç sahada puan kaybı lüksleri kalmadı.
Hakem Mehmet Türkmen genel olarak dengeli bir yönetim gösterdi; ancak Galatasaray lehine verilen ve VAR tarafından iptal edilen penaltı pozisyonunda, simülasyona başvuran oyuncuya kart çıkmaması eleştiri konusu oldu. Bu da gösteriyor ki hakem kararları artık sadece pozisyona değil, oyuncu niyetine de odaklanmalı.
Bu değerlendirmelere katkı sunan değerli futbol sevdalısı Ahmet Kokala’ya da özel bir paragraf ayırmak gerekiyor. Futbola olan sevgisi ve yüksek futbol bilgisiyle dikkat çeken Ahmet Kokala, Galatasaray-Bodrum FK maçına dair yorumlarıyla bu köşe yazısına önemli katkılar sundu. Oyun temposu, oyuncu analizleri ve taktik farkındalık konularındaki görüşleriyle değerlendirmemi zenginleştiren Kokala, yalnızca bir izleyici değil, adeta bir saha içi gözlemcisi gibi düşüncelerini paylaşarak bu yazının şekillenmesinde katkı koydu.
Sonuç olarak, bu maç Galatasaray için “şampiyonluk yürüyüşünün ayak sesleri” ise, Bodrum FK için “düşme hattının sessiz çığlığı”ydı. Bodrum’un mücadele gücünü küçümsemek mümkün değil ama bu yetmiyor; ekonomik ve fiziksel eşitsizlikle örülü Süper Lig’de kalabilmek için artık mucizelere değil, organize bir futbola ve yüksek mücadeleye ihtiyaç var.